
Mehmet SÜMER, VERİMSİZ MİKRO BELEDİYECİLİĞİN TASFİYESİ Beldelerden nüfusu 2000 in altına düşenlerin kapatılmasını yadırgayacak çevrelerin olduğu, bu çevrelerin konuyu çok değişik mecralara çekebileceği istismar edebileceğini biliyoruz.
Kapatılan belediyelerin durumuna kısaca baktığımızda, öncelikle izlenen süreç bir tolerans, zaman tanıma, daha iyi konuma gelmeleri veya getirilmeleri, belediye olma imkân ve kabiliyetlerine kavuşmaları için uygun bir hassasiyetti. Aynı zamanda bu süreç toplumsal birlik beraberliğin, imece anlayışı fırsatının yakalandığı bir diyalog zemini oluşturmuştu. Fakat söz konusu bu ortamı göz ardı eden birçok belediyelerin kaçınılmaz sonu gelmiştir. Küçük olsun benim olsun, benim olmazsa nekadar büyük olursa olsun toplumun menfaatine de olsa görmeme, görmemezlikten gelme gibi bir sakıncalı hasetlik anlayışı israftan öteye gidemez. Yan yana iki veya üç belde veya bir beldenin yanında birçok köyler olmasına rağmen birleşmekten imtina etmek büyümenin ne denli imkânlar getirdiğini maalesef taassup anlayışından kopamadan göz ardı etmek anlamına gelir.
Birçok belde belediyesinin elde ettiği gelirle personel maaşını veremediğini, hizmetlerde toplumun ihtiyaçlarını merkez belediyelere bildirmekten öteye gidemediğini gördük. Sadece bu nedenlerle belediye olunmasının uygunsuzluğu rahatsızlık vericiydi. Demokrasi ne bahasına olursa olsun mikro milliyetçiliği önermiyor. Bilakis demokrasi kitlelerin diyaloğunu da öneriyor. Demokrasi kalkınan ve kalkınmışlığı dengeli dağıtmasını bilen ülkelerde daha fazla serpiliyor, gelişiyor. İsraf anlayışının ülke gelişmesine nedenli engel olduğunu da bilmiyor değiliz.
İyi niyetli verimli çalışmalar sergileyen, beldesine ufuklar açan belde belediyelerimiz inde olmadığını söylemek büyük haksızlık olur. Fakat yetkisi olduğu bakir alanlarda nasıl yönetim ortaya konulduğu bilinen belde belediyeleri de olmadığını da düşünmek, şahit olma, milletimizin dikkatlerinden kaçmamıştır eminim. Tabi kapatılan belediyelerde oluşmuş birçok güzel prensip gelenek, görenek mevcuttur. Onların hissiyatlarına da tercüman olmak gerekir. Umarız ki o beldelere gelecek ekonomik, sosyal, kültürel, altyapıya yönelik güzel olumlu hizmetler, kendilerini mağdur gören yöre ve çevreleri memnun ve mutlu eder. Dolayısıyla da yapılan bu önemli değişiklikten milletimiz ve ülkemiz mesut olurlar. Bu memnuniyete taban oluşturacak imkân, kadro, bilinç, liyakat, yetkinlik irade olması ayrıca mutluluk vericidir.
MECLİSİMİZİN VE HÜKÜMETİMİZİN ORTAYA KOYDUĞU BU TASARRUF MİLLETİMİZE, ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN.
Mehmet SÜMER,EKONOMİST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder